tarih saati: sırbistan’dan bağımsızlığını ilan eden kosova’nın 500 yıl osmanlı yönetiminde kaldığını biliyor muydunuz ?...

“ Kosova Parlamentosu, bugünkü olağanüstü toplantısında, Sırbistan'dan bağımsızlığını oy birliğiyle kabul etti.

Bağımsızlık Bildirgesinin okunmasından sonra yapılan oylamaya 109 milletvekili katıldı. Toplantıya katılan milletvekilleri, Kosova'yı bağımsız yapan bildirgeyi açık oylamada oy birliğiyle ayakta alkışlayarak kabul etti. Parlamentonun, aralarında Sırpların da bulunduğu 11 azınlık üyesi ise oylamaya katılmadı.

Parlamento Başkanı Yakup Krasniçi, oylamadan sonra yaptığı açıklamada, "Kosova bağımsız, egemen ve demokratik bir ülkedir. Milletvekilleri Kosova'yı bağımsız, egemen ve demokratik bir ülke ilan etme arzularını 17 Şubatta ifade etti" diye konuştu. “

Bugün gün boyu en önemli haber buydu ; Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi…

Peki Kosova nasıl bir yerdir ? Tarihi geçmişi nedir ? diye merak ettim kendi kendime. Karşıma ise 500 yıl boyunca Osmanlı yönetiminde kalmış, buram buram Osmanlı kokan, Balkanların ortasında kalmış bir Osmanlı mirası çıktı… Siz de merak ediyorsanız, buyrun tüm sıcaklığıyla Kosova ;

Osmanlı İmparatorluğu'nca 1375 yılında fethedilen Kosova'ya yerleşen Türkler, 1877-78 harbinden sonra Osmanlı'nın etkinliğinin azalmasıyla azınlık durumuna düşmeye başladı. Balkan savaşları sonucu (1912-1913) elden çıkan bölgedeki Türkler, krallık (1918) ve komünist Yugoslavya (1945) döneminde üç büyük göç ve katliama uğradı. 1930 yıllarında kamulaştırma reformu altında Türklerin elinden araziler zorla alınarak Sırplara verildi ve Türkler göçe zorlandı. 1956-60 yılları arasında ise Türklerden silah toplama kampanyası adı altında büyük eziyet başladı ve bunun sonucu olarak ikinci kez göç yaşandı.

Sırpların bu iki baskısından sonra, 1968-1990 yılları arasında da Türkler, Arnavutların asimilasyon politikasına maruz kaldı. Bütün bunlara rağmen Kosova'da kalan resmi istatistiklere göre 12 bin, gerçekte 20-25 bin Türk, oradaki Türk kültürünü yaşatmayı başardı.

Bir söylenceye göre, 1. Kosova Savaşı (1389) sonrasında savaşta ölen Türk askerlerin kanının bir göl gibi toplanması sonucunda, Ay ve Yıldız'ın bu göl üzerinde yansımasıyla oluştuğu kabul ediliyor. Tarih kitaplarına göre Osmanlılar, 1389'da Sırplara ve Avrupalı müttefiklerine karşı kazandıkları meşhur Kosova savaşından sonra bölgeye tamamıyla hakim oldu ve Kosova vilayeti 1877 yılında teşkil edildi. Halil Rıfat Paşa bölgenin ilk valisi tayin edildi.

Vilayetin merkez sancağı 1879-1893 tarihleri arasında Priştine, 1893 tarihinde itibaren ise Üsküp şehri oldu. Kosova Vilayeti'nin nüfusu 1893 tarihi itibariyle 847 bin 419'du. Bunun 507 bin 80'i Müslüman, 340 bin 339'ı Hristiyan'dı. Vilayet 1896 yılında 6 sancağa ayrıldı. Bunlar; Üsküp (Merkez) Priştine, Prizren, İpek, Yenipazar ve Taşlıca sancaklarıydı. Vilayette Türk, Arnavut, Boşnak gibi Müslüman unsurlar ve Bulgar, Makedon, Sırp, Rum, Ulah gibi Hristiyan birçok etnik unsur bir arada yaşadı.

Berlin konferansında (1878) Kosova'nın büyük bir kısmı Sırbistan ve Karadağ'a havale edildi. Bu karar, konferanstan önce başlamış olan etnik temizlik hareketini hızlandırdı. Nis, Leskovça ve Topluca gibi şehirlerin nüfusu Türkiye'ye göç etmeye zorlandı. 22 Mart 1913 yapılan Londra Sefirler Toplantısı sonucu Arnavutluk'un bağımsızlığı tanınırken Kosova, Sırbistan'a bağlandı.1919-1920 Versay Barış Konferansı ile Kosova'nın Sırbistan'a bağlanması meşrulaştırıldı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın Almanya'ya teslim olması üzerine Tito tarafından kurulan meclisçe Yugoslavya 1945 yılında ilan edildi ve monarşi yıkıldı. Bu olaydan sonra Kosova, Yugoslavya'ya bağlı bir eyalet statüsüne geçti. Kurulan yeni Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti'nde yönetimin uyguladığı baskı politikası sonucu yine Müslüman topluluğunun Türkiye'ye göçü devam etti.

Özellikle, Kosova Türklerinin göçü, Sırp yönetimin 1953 yılında silah toplama eylemi sırasında yoğunluk kazandı. O dönemde, Tito Yugoslavyası'nın ikinci adamı konumundaki Aleksandar Rankoviç'in altı cumhuriyet ve iki özerk bölgeden oluşan Yugoslavya'nın Müslüman toplumların yaşadıkları bölgeler olan Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova, Karadağ ve Sancak'ta baskıların artması nedeniyle, Türkiye'ye Türk, Boşnak ve Arnavutların göçü daha da hızlandı.

İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda kurulan Tito Yugoslavyası'nda da Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türklerin en yoğun yaşadıkları bölgelerde, Kosova ve Batı Makedonya'da (Kalkandelen, Gostivar, Debre) varlıkları kabul edilmedi. Türklerin yoğun ısrarı üzere dönemin Yugoslavya Komünist Partisi, 8 yıllık bir aradan sonra 1951 yılının ilkbaharında Kosova'da da Türklerin varlığını tanıma kararı aldı.

Türklerin resmen tanındığı 1951 yılı, Kosova Türkleri için bir dönüşüm yılı oldu. En önemli merkezlerde anaokullar, ilkokullar, Türk kültür-sanat dernekleri açıldı. Priştine Radyosu'nda Türkçe yayınlar başladı. Kosova'da ancak 300-400 kadar Türk var derken, 1953 yılında yapılan nüfus sayımında Türklerin sayısı 34 bin civarında belirlendi.

Yugoslavya Anayasası'nda değişiklikler yapılarak hazırlanan yeni 1974 Kosova Anayasası'na göre Kosova'da Arnavutça ve Sırpçanın yanı sıra Türklerin yaşadıkları yerlerde Türkçe de resmi dil oldu. Bu anayasal değişiklikler Kosova'nın Sırbistan kontrolünden kurtulması da demekti. 1975 yılında Priştine Üniversitesi kuruldu. Arnavutça ve Sırpça öğretimin yapıldığı üniversite Arnavutların yüksek öğrenimi için son derece önemliydi. Zamanla, eğitimli genç Arnavutlar yavaş yavaş yönetimi ele geçiriyordu.

Slobodan Miloseviç yönetimindeki Yugoslovya'da 1989 yılında, 1974 Federal Anayasası'nın güvence altına aldığı Kosova'nin özerklik hakkini iptal etti. Özerkliği alınan Kosova sıradan bir Sırp belediyesine dönüştürüldü. 1990 yılında Yugoslavya'da çok partili düzene geçildi ve ilk seçimler yapıldı. Arnavutlar, seçimleri boykot ederek 2 Temmuz 1990 günü Kaçanik'te Kosova Cumhuriyeti, 7 Eylül 1990 günü de Kaçanik Anayasası'nı ilan ettiler. 1991'de yapılan referandumda halkın yüzde 99,87'si bağımsızlık için oy kullandı ve tek taraflı Kosova'nın bağımsızlığı ilan edildi.

Sırp rejiminin bütün baskılarına rağmen 1992'de Arnavutlar Kosova'da genel seçim düzenledi. Bunun neticesinde Kosova Cumhuriyeti parlamentosu oluştu ve İbrahim Rugova Kosova Cumhuriyeti'nin ilk başkanı seçildi. Kosova'nın bağımsızlığını Arnavutluk tanıdı, Bosna, Hırvatistan ve Slovenya destekledi.

Aslında Arnavutların Slavlara karşı direnişi Osmanlıların Balkanlar'dan çıkışıyla birlikte basladı. Bu direniş Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında da devam etti. Gerçek anlamıyla bir özerklik olmasa da komünizmin döneminde Arnavutlara verilen özerkliğin 1989'da Miloseviç rejimi tarafından geri alınmasıyla, Kosova halkına daha önce görülmedik siyasi baskı ve şiddet arttı ve buna direniş güçlendi.

Bütün bu baskılar sonucunda Arnavutlar Sırplara karşı askeri bir örgüt kurdu. 1993'te Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK) tam bir gizlilik içinde kuruldu. UÇK ilk faaliyetini gazetelere verdiği sert açıklamalarla başlattı ve Sırp polis merkezlerine bombalı saldırılar düzenlemeye başladı.Kosova'daki gerçek durumu gözetlemek amacıyla, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Gözetleme Misyonu 1998 yılında Kosova'da göreve başladı. Reçak'ta 15 Ocak 1999 tarihinde bir grup Arnavut sivilin Sırp güvenlik güçlerince katledilmesi, Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi tarafından soykırım olarak değelendirilerek, dünya kamuoyunun Miloşeviç rejimine son verilmesi, Kosova halkının kurtarılması yönünde ciddi adım atmasını sağladı.

Fransa'daki Rambouilet Konferansı'nda 5 Şubat 1999'da Sırp ve Arnavut heyetleri arasında anlaşma sağlanamaması sonucu, barışçıl yollar tükendi ve Miloşeviç rejimine karşı sıra askeri güç kullanılmasına geldi. Bu arada, şiddet eylemleri arttı, Sırp güvenlik güçleri Arnavutlarla birlikte Türk ve Boşnakları da Kosova'dan sürmeye başladı ve yaklaşık 700 bin kişi Kosova'dan kovuldu. Uluslararası topluluğun Miloşeviç rejimiyle bir türlü anlaşma sağlayamaması sonucu, BM Güvenlik Konseyinin çıkardığı 1244 sayılı karara dayanarak 24 Mart 1999 günü NATO güçlerinin Sırbistan üzerine hava harekatı başladı. 78 günlük hava harekatının sonunda Kumanova'da imzalanan Askeri Teknik İşbirliği Anlaşması ile Sırp güvenlik güçleri Kosova'dan geri çekildi, 10 Haziran 1999 günü NATO güçleri Kosova'ya girdi. Çok kısa bir sure içinde, Kosovalıların büyük bir bölümü evlerine geri dönebildi.

Balkanlar'da Sırbistan, Karadağ, Makedonya ve Arnavutluk devletlerine sınırı olan Kosova, Haziran 1999'dan bu yana Birleşmiş Milletler tarafından yönetiliyor. İlk yerel seçimler 2000 yılında yapılırken, şimdiye kadar üç yerel ve parlamento seçimi yapıldı. Son seçimleri eski UÇK komutanlarından Haşim Taçi'nin liderliğindeki Kosova Demokrasi Partisi (PDK) kazanarak, Kosova Demokratik Birliği (LDK) ve Kosova Demokratik Türk Partisi'nin de ortak olduğu koalisyon hükümeti kuruldu.

Başmüzakereci Marti Ahtisaari'nin yönetiminde tam bir yıl süren Belgrad ve Priştine arasında Kosova'nın nihai statüsüyle igili müzakerelerde uzlaşma sağlanamadı. Ahtisaari'nin Kosova'ya koşullu bağımsızlık öneren planı, BM Güvenlik Konseyinde Rusya tarafından veto edilince, Temas Grubu tarafında bir yıllık yeni bir müzakere dönemi başladı. Geçen yılın sonunda Temas Grubu da BM Güvenlik Konseyine taraflar arasında uzlaşma yönünde ilerleme sağlanamadığını bildirerek Ahtisaari'nin önerisine destek sundu.

Kosova, 17 Şubat 2008 günü bağımsızlığını ilan etmekle dünyanın en yeni bağımsız ülkesi sıfatını, yine Sırbistan'dan ayrılan Karadağ'dan almış oldu. Bölgede, 2005 istatistiklerine göre, 2,1 milyonluk nüfusun yüzde 81,6'sı Arnavutlardan oluşuyor. Sırp nüfusunun oranı yüzde 9,9 olurken, kalan bölümü Türkler ve Boşnaklar gibi değişik etnik gruplardan meydana geliyor. Dini yapısına gelince, bölgedeki nüfusun yüzde 91'i Müslüman, yüzde 9'u Hristiyanlardan oluşuyor.

Kosova'da 2006 yılının sonunda çıkarılan resmi diller yasasında Arnavutça, Sırpça ve İngilizce resmi diller olarak kabul edildi. Türklerin zorlamasıyla geçen yıl içinde Priştine, Prizren, Mitroviça ve Gilan belediyeleri Türkçeyi resmi diller arasına aldı.

Umarım, Yogoslavya’nın dağılmasından sonra kan gölüne dönen Balkanlar’da yeniden savaş naraları atılmaz… Çünkü Bosna’da yapılan katliamlar ve savaşın iğrenç görüntüleri hala hafızalarımızda. Katiamın baş sorumlusu Sırp komutanların acımasız suratları da…

Kosova’nın Sırbistan ‘dan bağımsızlığını ilan etmiş olması olayın ciddiyetini daha da artırıyor bence… Umarım yeni bir Bosna dramıyla karşılaşmayız. Siz ne dersiniz ?...


internet kitapçınız kitapyurdu.com'dan binlerce kitaba ulaşabilirsiniz.

0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright © 2008 - tarih saati - is proudly powered by Blogger
Smashing Magazine - Design Disease - Blog and Web - Dilectio Blogger Template