tarih saati: çöpte bulunan atatürk'e suikast planı... arşiv belgelerimizi çöplerden toplamaya devam ediyoruz...

Gün geçmiyor ki, tarihi varlıklarımızla ilgili üzücü bir haber basında yer almasın. İşte bunlardan bir yenisi daha 10 Aralık 2008 tarihli Milliyet gazetesinde yayınlandı. Ömer Erbil tarafından kaleme alınan haber tarihi değerlerimize karşı ne kadar vefasız ve vurdumduymaz olduğumuzu bir kez daha gösterdi. İşte haberin ayrıntıları ;

Dolmabahçe Sarayı’nda çöp diye ayrılıp, imha raporu çıkarılan 40 konteynır ve 216 naylon torba içindeki belgeler arasından Atatürk’e suikast yapılacağını bildiren bir evrak da çıktı. TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na ait Dolmabahçe Sarayı’nın bodrum katlarında bulunan çok kıymetli arşiv belgeleri, çöpe atılacakken son anda kurtarıldı.

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’na devredilen 40 çöp konteynırı ve 216 naylon torba içindeki evrak, Bağcılar’daki ısı ve nem ayarlı depolarda koruma altına alındı. Elden geçirilen belgeler arasından Atatürk’e Fransız bir sinema makinisti tarafından suikast düzenleneceği bilgisinin yazılı olduğu bir belge de çıktı.

Milli Saraylar yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Arena programı yapımcısı Uğur Dündar’ın 1998 yılında Dolmabahçe Sarayı’nın bakımsızlığıyla ilgili yaptığı programın ardından Harem bölümünde Kadın Efendiler Dairesi’nin bodrum katları ve Cariyeler bölümü aceleyle temizlendi.
Burada bulunan belgeler gelişi güzel konteynırlara ve naylon poşetlere dolduruldu. İddiaya göre, 1999 yılında Prof. Dr. Ali İhsan Gencer, Prof. Dr. Nezihi Aykut gibi hocalara söz konusu belgeler değil, elden çıkarılabilir belgeler gösterilerek “imha raporu” hazırlatıldı. Ancak dönemin Milli Saraylar Daire Başkanı Polat Akbulut imha edilmesine karşı çıktığı belgelerin konteynır ve naylon torbalar içinde bir depoda bekletilmesini istedi.

Aradan geçen 9 yılda belgelerle ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Geçen yıl arşiv bölümünde çalışan bazı uzmanlar, Milli Saraylar Daire Başkanı Cemal Öztaş’a bir dilekçe yazarak arşiv bölümündeki rahatsızlıklarını dile getirdi. Dilekçe üzerine başlatılan soruşturmada, sarayın ücra köşesinde imha edilmeyi bekleyen arşiv belgeleri bulundu.

Arşiv ekibi, belgeler üzerinde yaptığı incelemede Osmanlıca olan evrakın bir bölümünün Hazine-i Hassa arşivine, bir bölümünün de Cumhuriyet dönemi Dolmabahçe yazışmaları ile Atatürk’e ait yazışmalar olduğunu tespit etti. Bunun üzerine 1999 yılında bu belgelerin imha edilmesi yönünde karar aldırtan arşiv sorumlusu Demet Kesal görevinden alındı.

Gün ışığına çıkarılan belgelerin bir çoğunun yıllar içinde bakımsızlıktan çürüdüğü tespit edildi.
Kurtarılabilen belgeler için ise, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’ndan yardım istendi. İki kurum arasında yapılan protokol doğrultusunda milyonlarca arşiv belgesi, Devlet Arşivleri’ne teslim edildi. Konularına göre ayrılan belgeler, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne ait Bağcılar’daki özel depoya kaldırıldı. Bir kısmı, mikro filmleri çekilerek araştırmacılara açıldı. Bir kısmının mikro film işlemi ise devam ediyor. Çöp diye ayrılan evrakların büyük zarar gördüğü ve bazılarının çürüdüğü belirlendi.

Dolmabahçe’de konteynır ve çöp torbaları içinde yıllarca bekleyen belgeler arasında, Atatürk’e Fransız bir sinema makinisti tarafından suikast düzenleneceği bilgisinin yer aldığı belge de bulundu.

Belgeye göre; suikast, saklı (yani gizli) ibaresi ile 28.08.1930 tarihinde 1. Şube Polis Müdürü imzasıyla bir üst makama bildiriliyor. Yazıda şöyle deniliyor :

“Bazı aleyhtarlarımız tarafından sinema almak bahanesiyle Reisi Cumhur Hazretlerine suikastta bulunmak üzere sinema operatörü bir Fransızla mutabık kaldıkları haber alınmıştır. Azami takayyüdat icrası ve bu nam altında memleketimize gelecek eşhasa karşı çok müteyakkız davranılması ve ufak bir hareketten derhal malumat verilmesi ehemmiyetle beyan olunur.” Ancak arşivde bu konuda daha sonra nasıl bir gelişme olduğuna dair evraka rastlanmadı.

Tarihimize sahip çıkamadığımız, onu koruyamadığımız, tarihimizi bilmediğimiz ve ona atılan iftira ve yalanları tartışıp çürütemediğimiz yetmiyormuş gibi, gelecek nesillere ışık tutması için ataarımızın bizlere bıraktığı arşiv belgelerini de kaybediyor ve kendi elimizle sanki ölüm fermanımızı imzalıyoruz... Ne kadar yazık...

Kaynak: milliyet.com.tr

internet kitapçınız kitapyurdu.com'dan binlerce kitaba ulaşabilirsiniz.

1 yorum:

YEŞİLYURT SOKAK 30/D dedi ki...

Süpersin kardeş. Devam!

Cüneyd MAAÇ

Yorum Gönder

Copyright © 2008 - tarih saati - is proudly powered by Blogger
Smashing Magazine - Design Disease - Blog and Web - Dilectio Blogger Template