" ...Yeryüzünde hangi güçler olursa olsun, ister adına çağın, ister uygarlığın gereği desin; kültürleri yıkıp üzerine yenisini kurarak geleceği oluşturamaz. Çünkü kaybedilen her parça kendi kültürü de dahil tüm dünyanın kültüründen bir parçayı eksiltecektir.Doğal kaynakların yok olması da benzer bir kayıptır. Bitki örtüsü yer yüzünde azaldığında ya da hayvan türleri yok edildiğinde, doğal zincir de kırılacaktır. Bir ozon tabakasının delinmesi ile tüm dünyanın nasıl etkilenebileceği gerçeği günümüzde artık daha iyi anlaşılmış ve bu yönde çözümler üretilmiştir. Buna karşılık, günümüzde insanlar yeryüzüne zarar vermeyi sürdürmekte ve bu konuda alınan kararlara da uymamaktadır. Amerika kıtası keşfedildiğinde bu değerlerin farkında olmayan beyazlar, kültürleri yıkmış, Kızılderili halkları edilmiş ve doğal yaşamın dengesi bozulmuş, sonraki kuşaklarından bazıları da bu yanlışları düzeltmek için çalışmalar başlatmıştı. Ekolojik kaybın dünya için önemli zararları olduğunu Avrupalılardan yaklaşık yüz yıl önce fark eden Amerika, geç de olsa kıtada doğayı koruyan önlemlerle bu konuda diğerlerine öncü olmuştu. Amerika'da günümüzde çok geniş alanlara yayılmış doğal parklar da bu nedenle yaşama kazandırılmıştı. Oysa bazı toplumlar binlerce yıl önce bu durumun bilincinde ve farkında olarak yaşam sürmüşlerdi. Bu toplumlar doğanın insan için vazgeçilmez bir olgu olduğunu, günümüzde bile farkına varamamış insanlardan yüzlerce yıl önce bu gerçeği hissetmiş ve yaşamlarını sürdürürken yeryüzüne saygı göstermişlerdi. Onlar, tarihin bir döneminde tüm zor şartlara rağmen buzulları aşıp; aslında kıta olduğunu bilmeden o sonsuz zannettikleri topraklara gelip yerleşen Kızılderili halklardı. Onlara ve sonraki kuşaklarına da doğal nimetleri sunan bu toprakları eğer bir gün yabancıların gelip ellerinden alacağını, onları kültürleriyle birlikte yok edip, değiştirmeye çalışacağını bilselerdi, ilk kez ayak bastıkları o topraklardan belki de o gün geri dönerlerdi... " - Kitabın önsözünden alıntıdır -
Özgür ARCAN'ın kaleme aldığı ve Babil Yayınları tarafından 2005 yılında yayımlanan kitapta, kitapseverlere; çeşitli orjinal belge ve fotoğraflarla Kızılderililerin inanışları, yaşadıkları evler ve kıyafetler gibi birçok bilgi ile Kızılderili kültürünü tanıtıyor, kabileler ve büyük Kızılderili Şefleri'nin hayatlarından kesitler sunuyor. Amerika'ya göç eden ve şu anda olduğu gibi gittikleri yere medeniyet (!) götüren Avrupalıların, masum Kızılderili yerlileri tarafından dotça karşılanışı, buna karşılık beyazlar ve kuruluşundan sonra Amerikan yönetimi tarafından nasıl katledildiklerini gözler önüne seriyor. Kızılderililer ile ilgili bilgi sahibi olmak veya bu konuya faklı bir bakış açısıyla bakmak ve Amerikan medeniyetinin (!) ortaya çıkış öyküsünü yakından görmek isteyenlere tavsiye ediyoruz...
0 yorum:
Yorum Gönder