İnsanlık tarihini bir bakıma, savaş tarihi olarak da tanımlayabiliriz bence. Çünkü, yeryüzünde sayısını kimsenin bilmediğim birçok savaş yaşanmış, kişilerarası menfaat çatışmaları kavgayla, ülkeler veya eski devirlerde kavimler arası menfaat çatışmaları ise savaşla neticelenmiş hep…
Savaşlarda da devrin teknolojisine göre çeşitli silahlar kullanılmıştır. Teknoloji geliştikçe, silahların cinsi ve öldürücü veya tahrip edici niteliği daha da artmış. Yirminci yüzyıl ise, hem dünyanın gördüğü en büyük ve en fazla kayıpların verildiği, hem de en korkunç ve öldürücü silahların kullanıldığı dönem olmuştur. Geçen asrın başında, önce savaşlarda kullanılmaya başlayan ve son dönemde de savaşla ilgisi olmayan masum sivillere karşı da kullanılan bir silah türüyle ilgili dunyabulteni.net haber sitesinde, yayınlanan bir haberi paylaşmak istedim. İşte size, insanlık tarihinin en iğrenç icatlarından olan, kimyasal silahların ortaya çıkışı ve kullanıldığı çeşitli yerler ;
Hollanda'da yeni ortaya çıkan belgelere göre, bir zamanlar Fransa'nın sömürgesi altında bulunan Cezayir'in çöllerinde 1950'li yıllarda askeri amaçlı kimyasal gaz denemeleri yapmış.
Hollanda'nın önde gelen dergilerinden "HP/De Tijd"'in araştırmaları sonucu, ülkenin teknik konularla ilgili bir kurumu, hükümetin bilgisi dahilinde zehirli gaz denemeleri yapmış.
Derginin verdiği habere göre, Hollanda üstelik bu tehlikeli kimyasal gaz denemelerini Cezayir'in çöllerinde gerçekleştirmiş.
Aynı habere göre, Hollanda Teknik Araştırma Kurumu (TNO) görevlileri, bu girişimini Fransa'nın Cezayir'de çölde bulunan üslerinden yardım alarak gizli şekilde gerçekleştirmiş.
Hollanda'nın Cezayir çöllerinde gerçekleştirdiği bu tehlikeli denemeler sonucu, çölde bulunan büyükbaş hayvanlar da dahil sayısız canlı telef olmuş. Denenmenin yapıldığı alana bir süre dev zehirli bulut kütleleri oluşmuş.
TNO da yaptığı bir açıklama ile Cezayir'de böyle bir deneme yaptıklarını doğrulamış. Haberde, kimyasal silahların ortaya çıkışı ve kullanıldığı yerlerle ilgili bazı bilgilere de yer verilmiş ;
Kimyasal maddeler ilk kez Birinci Dünya Savaşı sırasında kullanılmış.
Almanlar tarafından Klorin gazının bulunduğu bidonların kapaklarının açılması ve rüzgara bırakılarak gazın dağılması yöntemi ile Kimyasal savaş başlar. Hemen arkasından 1915`te Fransızlar, Fosgen gazını cephane içine koyarlar ve bu şekilde Alman mevzilerine atarlar. Bu kullanım, sonrasında, kimyasal silahların kullanımına temel oluşturur.
Haziran 1917`de ise yine bir ilk olarak Almanların, Hardal gazı ile eş zamanlı olarak Kusturucu bir gaz olan Difenilkloroarsin (DA) maddesi ile birlikte kullanılır. Difenilkloroarsin maddesinin Hardal gazı ile birlikte kullanılmasının sebebi olarak; bu gazın, gaz maskesinin çıkartılmasına neden olduğu ve dolayısıyla Hardal gazının daha etkili olabilmesi gösterilmektedir.
Birinci Dünya Savaşı süresinde bu gazlar, her iki tarafın da çok önemli kayıplar vermelerine neden olur. 1925 yılında imzalanan Cenevre Anlaşması ile Kimyasal Gazların savaş sırasında kullanılması yasaklanmış.
Bu anlaşmada, içinde ABD’nin de bulunduğu bazı ülkeler, çekince koymuşlar. Cenevre Anlaşmasını imzalamalarına rağmen, İtalya, Etiyopya`da ve Japonya, Mançurya ve Çin´de kimyasal savaş maddesi kullankışlar. Bunun dışında, İkinci Dünya Savaşı içinde her iki tarafın elinde büyük miktarda bulunmalarına rağmen kimyasal silahlar kullanılmamış.
Sinir gazları, Almanlar tarafından 1930 yılında bulunmuş ve İkinci Dünya Savaşı esnasında geliştirilmiş. 1936`da Alman Kimyageri Gerhad Schrader, böcek ilacı üzerinde çalışırken Tabun (GA) gazını bulmuş. Gerhad Schrader iki yıl sonra daha da zehirli olan Sarin (GB) gazını keşfetmiş. Almanların elinde çok büyük miktarda Tabun doldurulmuş cephane bulunmasına rağmen bunları kullanmak yolunu seçmemişler.
Galipler İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sinir gazları ile ilgilenmişler. İngilizler özellikle bir miktar Sarin (GB) gazını ele geçirip inceleme olanağı bulmuşlar.
Sovyetler, Almanların bir Sarin (GB)üretim fabrikasını ülkelerine taşımışlar. ABD, Sarin (GB)`nin parçacıklı bomba ile kullanımını ve bunun devamında cephaneye uyarlanmasını tasarlamış. Topçu roketleri, mermiler ve püskürtme tankları üretilmiş.
Fransa, İngiltere ve Kanada, Sarin (GB)`nin test amaçlı üretimine başladılar. ABD Sarin (GB) için büyük ölçekli üretime girmiş. Sovyetler bunun biraz daha küçük ölçeklisi ile aynı üretime girişmiş.
Ruslar, Soman (GD) üretimine de başlamışlar.
1950’lerde, İngiliz bilim adamları sinir gazının diğer bir kategorisini oluşturan V gazını bulmuşlar. ABD ve İngiltere V maddesinin diğer formu olan VX değişik işlemlerle üretmişler.
1960`larda ise toplum hareketlerini önlemeye yönelik ve öldürücü olmayan gazların geliştirilmesine devam edilmiş.
CS (O-klorobenzilmalonitril) şeklinde tanımlanan göz yaşartıcı bu maddeler, mukozaya yüksek derecede zarar veriyormuş.
CS maddesi ilk defa İngiltere tarafından üretilmiş ve kullanılmış. Aynı yıllarda öldürücü olmayan bir diğer madde olarak uyuşturucu maddeler ortaya çıkmış. Bunların standart tipi BZ olarak tanımlanmış..
Yakın tarihte kimyasal silahların kullanımını, 1982-1987 yılları arasında İran-Irak Savaşı sırasında, Irak`ın güney bölgesinde İran kuvvetlerine karşı görülmüş. Irak ayrıca kimyasal silahlarını Halepçe`de sivil halka karşı da kullanmıştı.
Japonya`da Aum Shinrikyo adlı mezhebin Tokyo metrosuna karşı giriştiği saldırı ise, kimyasal silahların terörist amaçla kullanımına yine yakın tarihimizden bir örnek oluşturuyor.
Gelişmişlik düzeylerinin, teknolojilerinin ve refah seviyelerinin yüksek olması nedeniyle, hayran (!) olduğumuz ve aralarına katılmak için can attığımız Avrupa Birliği ülkelerinin, insana verdikleri değere güzel bir örnek olması bakımından, önemli bir haber olduğunu düşünüyorum…
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Türkiye’de eylem yapmış, insanlıkla alakası olmayan teröristlerin hakkını savunmaya kalkan Avrupalı dostlarımız (!), acaba Hollanda’nın Cezayir halkına yaptığı gibi, sağda solda yaptıkları bu tür kimyasal silah kullanımları veya Afrika’da aç susuz insanlar üzerinde yeni geliştirilen ilaçları deneyerek, kobay gibi kullanmalarıyla ilgili insanlığa karşı hesap verme ihtiyacı duyuyorlar mı sizce ?...
Yakın vadede olacağını hiç sanmıyorum ben. Çünkü medeni (!) dünyanın insan hakları, sadece kendi insanları için geçerli…
Ha bi de Hollanda kimyasal silah denemesi için taaaa Cezayir'e niçin gidiyor ki canım ? Hollanda'da çöl olmadığından mı acaba ? Yazık değil mi o kadar masrafa ?...
Hollanda'da yeni ortaya çıkan belgelere göre, bir zamanlar Fransa'nın sömürgesi altında bulunan Cezayir'in çöllerinde 1950'li yıllarda askeri amaçlı kimyasal gaz denemeleri yapmış.
Hollanda'nın önde gelen dergilerinden "HP/De Tijd"'in araştırmaları sonucu, ülkenin teknik konularla ilgili bir kurumu, hükümetin bilgisi dahilinde zehirli gaz denemeleri yapmış.
Derginin verdiği habere göre, Hollanda üstelik bu tehlikeli kimyasal gaz denemelerini Cezayir'in çöllerinde gerçekleştirmiş.
Aynı habere göre, Hollanda Teknik Araştırma Kurumu (TNO) görevlileri, bu girişimini Fransa'nın Cezayir'de çölde bulunan üslerinden yardım alarak gizli şekilde gerçekleştirmiş.
Hollanda'nın Cezayir çöllerinde gerçekleştirdiği bu tehlikeli denemeler sonucu, çölde bulunan büyükbaş hayvanlar da dahil sayısız canlı telef olmuş. Denenmenin yapıldığı alana bir süre dev zehirli bulut kütleleri oluşmuş.
TNO da yaptığı bir açıklama ile Cezayir'de böyle bir deneme yaptıklarını doğrulamış. Haberde, kimyasal silahların ortaya çıkışı ve kullanıldığı yerlerle ilgili bazı bilgilere de yer verilmiş ;
Kimyasal maddeler ilk kez Birinci Dünya Savaşı sırasında kullanılmış.
Almanlar tarafından Klorin gazının bulunduğu bidonların kapaklarının açılması ve rüzgara bırakılarak gazın dağılması yöntemi ile Kimyasal savaş başlar. Hemen arkasından 1915`te Fransızlar, Fosgen gazını cephane içine koyarlar ve bu şekilde Alman mevzilerine atarlar. Bu kullanım, sonrasında, kimyasal silahların kullanımına temel oluşturur.
Haziran 1917`de ise yine bir ilk olarak Almanların, Hardal gazı ile eş zamanlı olarak Kusturucu bir gaz olan Difenilkloroarsin (DA) maddesi ile birlikte kullanılır. Difenilkloroarsin maddesinin Hardal gazı ile birlikte kullanılmasının sebebi olarak; bu gazın, gaz maskesinin çıkartılmasına neden olduğu ve dolayısıyla Hardal gazının daha etkili olabilmesi gösterilmektedir.
Birinci Dünya Savaşı süresinde bu gazlar, her iki tarafın da çok önemli kayıplar vermelerine neden olur. 1925 yılında imzalanan Cenevre Anlaşması ile Kimyasal Gazların savaş sırasında kullanılması yasaklanmış.
Bu anlaşmada, içinde ABD’nin de bulunduğu bazı ülkeler, çekince koymuşlar. Cenevre Anlaşmasını imzalamalarına rağmen, İtalya, Etiyopya`da ve Japonya, Mançurya ve Çin´de kimyasal savaş maddesi kullankışlar. Bunun dışında, İkinci Dünya Savaşı içinde her iki tarafın elinde büyük miktarda bulunmalarına rağmen kimyasal silahlar kullanılmamış.
Sinir gazları, Almanlar tarafından 1930 yılında bulunmuş ve İkinci Dünya Savaşı esnasında geliştirilmiş. 1936`da Alman Kimyageri Gerhad Schrader, böcek ilacı üzerinde çalışırken Tabun (GA) gazını bulmuş. Gerhad Schrader iki yıl sonra daha da zehirli olan Sarin (GB) gazını keşfetmiş. Almanların elinde çok büyük miktarda Tabun doldurulmuş cephane bulunmasına rağmen bunları kullanmak yolunu seçmemişler.
Galipler İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sinir gazları ile ilgilenmişler. İngilizler özellikle bir miktar Sarin (GB) gazını ele geçirip inceleme olanağı bulmuşlar.
Sovyetler, Almanların bir Sarin (GB)üretim fabrikasını ülkelerine taşımışlar. ABD, Sarin (GB)`nin parçacıklı bomba ile kullanımını ve bunun devamında cephaneye uyarlanmasını tasarlamış. Topçu roketleri, mermiler ve püskürtme tankları üretilmiş.
Fransa, İngiltere ve Kanada, Sarin (GB)`nin test amaçlı üretimine başladılar. ABD Sarin (GB) için büyük ölçekli üretime girmiş. Sovyetler bunun biraz daha küçük ölçeklisi ile aynı üretime girişmiş.
Ruslar, Soman (GD) üretimine de başlamışlar.
1950’lerde, İngiliz bilim adamları sinir gazının diğer bir kategorisini oluşturan V gazını bulmuşlar. ABD ve İngiltere V maddesinin diğer formu olan VX değişik işlemlerle üretmişler.
1960`larda ise toplum hareketlerini önlemeye yönelik ve öldürücü olmayan gazların geliştirilmesine devam edilmiş.
CS (O-klorobenzilmalonitril) şeklinde tanımlanan göz yaşartıcı bu maddeler, mukozaya yüksek derecede zarar veriyormuş.
CS maddesi ilk defa İngiltere tarafından üretilmiş ve kullanılmış. Aynı yıllarda öldürücü olmayan bir diğer madde olarak uyuşturucu maddeler ortaya çıkmış. Bunların standart tipi BZ olarak tanımlanmış..
Yakın tarihte kimyasal silahların kullanımını, 1982-1987 yılları arasında İran-Irak Savaşı sırasında, Irak`ın güney bölgesinde İran kuvvetlerine karşı görülmüş. Irak ayrıca kimyasal silahlarını Halepçe`de sivil halka karşı da kullanmıştı.
Japonya`da Aum Shinrikyo adlı mezhebin Tokyo metrosuna karşı giriştiği saldırı ise, kimyasal silahların terörist amaçla kullanımına yine yakın tarihimizden bir örnek oluşturuyor.
Gelişmişlik düzeylerinin, teknolojilerinin ve refah seviyelerinin yüksek olması nedeniyle, hayran (!) olduğumuz ve aralarına katılmak için can attığımız Avrupa Birliği ülkelerinin, insana verdikleri değere güzel bir örnek olması bakımından, önemli bir haber olduğunu düşünüyorum…
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Türkiye’de eylem yapmış, insanlıkla alakası olmayan teröristlerin hakkını savunmaya kalkan Avrupalı dostlarımız (!), acaba Hollanda’nın Cezayir halkına yaptığı gibi, sağda solda yaptıkları bu tür kimyasal silah kullanımları veya Afrika’da aç susuz insanlar üzerinde yeni geliştirilen ilaçları deneyerek, kobay gibi kullanmalarıyla ilgili insanlığa karşı hesap verme ihtiyacı duyuyorlar mı sizce ?...
Yakın vadede olacağını hiç sanmıyorum ben. Çünkü medeni (!) dünyanın insan hakları, sadece kendi insanları için geçerli…
Ha bi de Hollanda kimyasal silah denemesi için taaaa Cezayir'e niçin gidiyor ki canım ? Hollanda'da çöl olmadığından mı acaba ? Yazık değil mi o kadar masrafa ?...
0 yorum:
Yorum Gönder