Irak'ta beş binden fazla Kürt'ün öldüğü Halepçe Katliamı'nın 20'nci yıldönümünde anma töreni düzenlendi. Törene Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin eşi Hero Talabani de katıldı.Irak'ın kuzeydoğusundaki Halepçe'de bir araya gelenler ölenlerin anısına yapılan anıta çelenk bıraktı. Katliamı simgeleyen yeni anıtın da açılışı yapılırken, katliam sonrasında çekilen fotoğraflar da gösterildi.
Irak hükümeti de katliamın düzenlendiği 16 Mart tarihinin dünya genelinde " kimyasal silah kullanıma hayır günü " olarak kabul edilmesi için Birleşmiş Milletler'e başvurma kararı aldı.
Bugün bu ve buna benzer haberler, televizyon, gazete ve internette yayınlandı ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde de binlerce insan tarafından, yirmi yıl önce meydana gelen bir katliamla hunharca öldürülen insanlar anıldı. Peki Halepçe katliamı nasıl oldu ? Ne amaçla yapıldı ? Bunun gibi sorulara cevap arıyorsanız ; İşte 1988 yılında, Halepçe’de yaşananlar…
Halepçe, Kuzey Irak'ın İran sınırına 15 km., başkent Bağdat'ın 241 km. kuzeydoğusunda bulunan bir şehirdir. Nüfusun çoğunluğunu Kürtler oluşturur. Irak Kürdistan Özerk Bölgesinin bir parçasıdır.
İran-Irak Savaşı esnasında, Saddam Hüseyin, 1986-1988'de Irak'ın kuzey bölgeside oturan Kürtlere karşı El-Enfal Harekatı adlı bir imha operasyonu düzenledi. Saddam Hüseyin'in 23 Şubat - 6 Eylül 1988 arasında El-Enfal Harekatını şiddetlendirdiği dönemde, Mart ayının ortasında İran Ordusu “ Zafer-7 Harekatı “ adlı genel taarruzu başlattı. Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı Peşmergeler de İran Ordusu ile işbirliği yaparak Halepçe kasabasına girdi.
Saddam Hüseyin İran Ordusu'nun ilerlemesini durdurmak için Irak Ordusu'nun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Ali Hasan el-Mecid el-Tikriti ( Batı medyası tarafından ' Kimyasal Ali ' rakabı takıldı)'e zehirli gaz bombalarını kullanmayı emretti.
16 Mart 1988'de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına karşı bombardıman düzenlendi. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan, Halepçe sakinleri, İranlı askerler ve Peşmergelerin de arasında bulunduğu, 5.000'den fazla insanın öldürülüp 7.000'den fazla insanın yaralandığı tahmin edildi.
Ancak Irak Savaşı'ndan sonra bölgeye giren yabancılar tarafından bu rakamın daha büyük olduğu tespit edilmektedir. WHO’nun raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43.753 kişinin ölümüne, 61.200 kişinin de sakat kalmasına sebep oldu.
19 Ağustos 1988'de Irak ve İran ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Irak Ordusu ateşkesten beş gün sonra Halepçe'yi geri aldı ve bu işgal esnasında 200 masum insanın öldürüldüğü söylenmektedir. Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli, The Sydney Morning Herald gazetesine verdiği “ Experiment in Evil “ başlıklı makalesinde, Halepçe'de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki'nin 4-5 katı olduğunu iddia etti. Amerika ise bu iddiayı suistimal ederek “ Zayıflatılmış Uranyum “ katkılı mermilerini kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.
Mart 2007'de Halepçe'yi ziyaret eden bir Japon heyeti Hiroşima'ya yapılan atom bombası saldırısı'ndan hasar gören Aogiri (İmparatoriçe Pavlonyası)’nin fidesini hediye etti. Kaynak : tr.wikipedia.org
Ölen insan sayısının hiçbir önemi yok. Önemli olan masum insanların, üstelik kimyasal silah kullanılarak öldürülmüş olması…
Bu cinayeti işleyenler yıllar sonra yargılansa da, hatta katliam emrini veren Saddam Hüseyin 2007 yılında idam edilse de, katliamı uygulatan Kimyasal Ali halen yargılanıp idam cezasına çarptırılsa da, bu ölen insanları geri getirmiyor ve katliamda yakınları ölen binlerce insanın acılarını dindiremiyor… Şu anda dünyanın dört bir yanında, Irak'ta, Filistin'de ve kim bilir daha nerelerde işlenen cinayetler, işgaller ve katliamlar hala devam ediyor ve dünyanın gözü önünde olan bu zulme kimse dur demiyor veya diyemiyor…
Tıpkı yirmi yıl önce, Halepçe’de beş bin insanı katledenlere o dönemde hiçbir şey yapılamadığı gibi…
0 yorum:
Yorum Gönder